Gece, bal mumu zehrini,
Damla, damla akıttı ruhuma,
Anlamsız yürüyüşte,
Başım göklerde,
Bir zamanlar çocuktum,
Genç oldum ve yaşlanıyorum
Uzadıkça dallarım, budandı,
En sonunda törpülendi.
Düşün sana en deli çağımda,
Yer,gök, in ve cin
Yedi iklim, beş kıta
Görülmeye değer beş okyanus.,
Sığarmıydı içime.
Gönül,seyrederken yücelerden,
Bu karanlık çökermiydi, içime,
Çaresiz, eli kolu bağlı.
Bir babaya ağırdır gitme demek,
Önce başını eğer,
Gitmesi gerekiyordu der.
Sessizce, ama yüreğinde,
Özlemlemlerin en babası.
Evi ayakta tutan, kolonlarıdır,
Evlat ise hırçındır, ısırgan otu.
Geldiği yerden uzaklaşmak ister.
Felsefe üretme çağında,
Taze koruk olmuş,
Hep gözü uzaklarda.
Gider birgün bilmediği,
Uzak diyarlara,
Dönmek istesede bir gururdur
Halka,halka sarmış ruhunu.
Ne Baba gel diyebilir,
Ne evlat dönebilir.
Gün gelir böyle ayrı düşersin,
Vatanından, ilinden.
Hasret bir yumaktır,
Şekli farklı farklıdır.
Bir düşün,dul,yetim ve Öksüz.
Ya isimsiz olan evlat acısı,
Ona bir isim bulunamamış.
Oy anam;
Saçındaki akları, özledim.
Sade,duru ve burcu gibi
Yıldız olmuş, günahsız.
Çilekeş bir ömrün sembolü.
Şimdi hayallerde, erişilmez.
Gün geçtikçe benimde,
Kalsiyum, mağnezyum,
Sodyum ve potasyum.
Dengem bozulacak,
İmmün sistem hastalıkları,
Yada, Romatizmam artacak.
Ağrı sızılar içinde, kendi derdimde.
Hayat,film şeridi gibi gözümde,
Canlı ve taze geçince,
Özlediğim ve sevdiğim ne varsa,
Utanmadan ve sıkılmadan,
"Evlerim viran oldu de gel gel,
Halim perişan oldu, de gel gel."
İlkbaharda, tomurcuğun dalından
Yeşermesi ve canlanması gibi.
Gözlerim şafakta hasretle beklerken.
Güneş doğar, dünya ışıldar.
Hayat yeni bir güne başlar.
Paslı gözlerim, titrek ellerim,
Yorgun dizlerim,
Sefil ve perişan hallerimde.
Hiç unutamadığım, bir ömür boyu,
Hasretim,umudum,
Arkadaşım ve dostum.
Gel artık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder